İstanbul'un eski kahveleri deyince akla genelde Küllük, İkbal, Meserret ve Marmara kıraathaneleri geliyor. Cem Sökmen'in yüksek lisans tezi olarak hazırladığı "Eski İstanbul Kahvehaneleri" (Ötüken Yayınları) kitabı ise Beyoğlu, Şehzadebaşı, Beyazıt, Babıali arasında hizmet veren ama zamanla unutulan pek çok kahvehaneden bahsediyor.
Eskiden İstanbul'daki kahvehaneler, aydınların en önemli buluşma mekânlarından biriydi. O dönemlerde yazmak, konuşmak o kadar kolay olmadığı için dolup taşan edebiyatçılar, düşünürler ve ilim adamları bu kahvehanelerde bir araya gelip fikirlerini paylaşırdı. Gençler de payına düşeni alırdı bu ortamlardan. Çoğu Beyoğlu, Beyazıt, Şehzadebaşı ve Babıali arasında yer alan kıraathaneler günümüzde yok. Bu kahvehanelerden akla ilk gelenler genelde Küllük, İkbal, Meserret ve Marmara kıraathaneleri olur. Cem Sökmen'in yüksek lisans tezi olarak hazırladığı Eski İstanbul Kahvehaneleri adlı kitap ise unutulan pek çok kahvehaneden bahsediyor. Adliye, İhsan, Fevziye, Darüttalim, Halk, Eftalikus, Elit kıraathaneleri, Hacı Reşit ve Yavrunun Çayhanesi gibi. Kafe formuna bürünen günümüz kahvehaneleri ise eskiler gibi değil. Sökmen, "Görüntülü ve sesli kitle iletişim araçlarının yaygınlaştığı, şehirlerin kentlere dönüştüğü bir sanayi çağında kahveler yok oldu." diyor.
Eskiden İstanbul'daki kahvehaneler, aydınların en önemli buluşma mekânlarından biriydi. O dönemlerde yazmak, konuşmak o kadar kolay olmadığı için dolup taşan edebiyatçılar, düşünürler ve ilim adamları bu kahvehanelerde bir araya gelip fikirlerini paylaşırdı. Gençler de payına düşeni alırdı bu ortamlardan. Çoğu Beyoğlu, Beyazıt, Şehzadebaşı ve Babıali arasında yer alan kıraathaneler günümüzde yok. Bu kahvehanelerden akla ilk gelenler genelde Küllük, İkbal, Meserret ve Marmara kıraathaneleri olur. Cem Sökmen'in yüksek lisans tezi olarak hazırladığı Eski İstanbul Kahvehaneleri adlı kitap ise unutulan pek çok kahvehaneden bahsediyor. Adliye, İhsan, Fevziye, Darüttalim, Halk, Eftalikus, Elit kıraathaneleri, Hacı Reşit ve Yavrunun Çayhanesi gibi. Kafe formuna bürünen günümüz kahvehaneleri ise eskiler gibi değil. Sökmen, "Görüntülü ve sesli kitle iletişim araçlarının yaygınlaştığı, şehirlerin kentlere dönüştüğü bir sanayi çağında kahveler yok oldu." diyor.