Gündeme geldiği ilk günden bu yana üzerinde yoğun tartışmaların yaşandığı “Torba yasa” tasarısı TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasallaştı. Görüşmeler sırasında verilen bir önerge ile yasanın 179. Maddesinde bir değişikliğe gidilerek kıyılmış sarmalık tütün üreticisi ve satıcılarına uygulanan cezai hükümlerde değişiklik yapıldı. Daha önce üretilen veya satılan tütün miktarına bakılmaksızın uygulanan para cezaları yeni yasaya göre tütün miktarına göre 250-5000 TL arasında kademelendirildi. Tütün üretici ve satıcılarının merakla beklediği düzenlemenin içeriği, daha önce uygulanan cezalarda yapılmış bir tarife değişikliği görüntüsü vermekte.
Düzenlemek içinBilindiği gibi, tütün yetiştiriciliği Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin en önemli tarımsal üretim kollarından biridir. Yediden yetmişe bütün aile bireylerinin üretime dâhil olabildiği tütün yetiştiriciliği, bölgenin sosyo-kültürel yapısına uygun olan sayılı tarımsal üretim kollarından biridir. Bu da tütün yetiştiriciliğinin bölge için ne kadar sosyo-ekonomik önem arz ettiğini bir kez daha göstermektedir.
Uzun yıllardan beri uygulanan özelleştirme politikaları sonucunda tarımsal üretimde kısıtlamalar gidilmiş bunda tütün üreticileri de nasibini fazlasıyla almıştır. Tütün üretimine kota getirilerek bir geçiş dönemi uygulanmaya çalışılmış ancak, bu geçiş pek başarılı olmadığı gibi kırsaldan kentlere göç patlamasına neden olmuştur adeta. Kendisine alternatif tarımsal üretim modeli sunulmayan tütün üreticilerinin önemli bir kesimi çareye büyük kentlerde aramaya başlamıştır. Geriye kalan kesim ise sınırlı düzeyde tütün üretimi yanında diğer tarımsal ürünleri yetiştirerek hayata tutunmaya çalışmıştır.
Özelleştirme politikaları sonucu tütün üretiminin kısıtlanması sigara tiryakisi sayısını azaltmamış sadece içilen sigaraların markasını değiştirmişti. Piyasalarda sigara tiryakilerinin marka isimleriyle anılır hale gelmiş olan Maltepe, Samsun, Bafra ve Bitlis sigaraların yerini Marlboro, Parliament, Winston ve ismini telaffuz etmekte bile zorlandığımız birçok yeni marka almıştı. Tütün işletmeciliği ve pazarının birkaç yabancı şirketin eline geçmesi ve alkollü içeceklerden sonra en fazla verginin tütün mamullerine uygulanıyor olması sigara fiyatlarının gün geçtikçe aşırı düzeyde yükselmesine neden olmuştur. Bu da sigara tiryakilerini daha ekonomik bir alternatif arayışına itmiştir. Bu alternatifin ismi eskiden sadece kırsal kesimdeki sigara tiryakilerinin kullandığı “sarmalık kıyılmış tütün” olmuştu.
Sarmalık kıyılmış tütüne duyulan talep onun arzını zorunlu hale getirmiş, bu da yıllardan beri çaresiz bir şekilde üretim dışına itilmiş tütün üreticilerine bir umut olmuştu. Sigara tiryakisi çok daha ucuza tütün almaya, tütün üreticisi ise bildiği en iyi işten tekrar para kazanmaya başlamıştı. Ancak, mevcut yasal mevzuatın yarı işlenmiş yerli tütünün ticaretine izin vermemesi ve yapanlar hakkında büyük para cezaları uygulaması tütün üreticilerini bir kez daha çaresiz bırakmıştır.
Sorunlarını dile getirerek çözüm arayışına giren üreticilerin sesi genel seçimlerin yaklaşmasıyla bazı siyasilerde karşılık buldu. Ancak, önerge verilerek ilgili yasa maddesinde yapılan düzenleme maalesef tütün üreticilerinin sorunlarını çözmekten uzak kalmıştır. Çünkü çözüm olarak kamuoyuyla paylaşılan önerge, tütün üretimi ve ticaretini yasadışı bir faaliyet olmaktan çıkarmamış sadece ilgili cezada belirli oranlarda indirimlere gidilerek kademelendirmiştir. Bu da olayın sadece hukuki açıdan ele alındığını işin tarımsal üretim ve sosyo-ekonomik yönünün görmezden gelindiği göstermektedir. Bu düzenleme, mevcut sorunu çözmek yerine tütün üretici ve satıcılarına uygulanan cezalarda tarife değişikliğine gidilmiştir.
Bir sorunun çözümü ancak, onun doğru bir şekilde tarifi ve bütün bileşenleri göz önünde bulundurularak çözülebilir. Tütün üretimi uygulanan tüm kısıtlama politikalarına rağmen bölgenin halen en önemli geçim kaynaklarından biridir. Sarmalık kıyılmış tütüne olan talep ciddi düzeylere ulaşmıştır. Yasadışı olarak görülen bu faaliyet çok eskilerde başvurulan tütün kaçakçılığını tekrar işlevsel hale getirmiştir. Tütün kaçakçılığı, kayıt dışı ekonomiden kaynaklı önemli düzeyde vergi kayıplarına neden olmaktadır.
Sonuç olarak, bölge koşulları ve ülke çıkarları da göz önüne alındığında başvurulacak en gerçekçi çözümün bir sektör haline gelmiş olan sarmalık kıyılmış tütün ticaretine yasal bir statünün kazandırılmasıdır.
Kaynak:
http://blog.milliyet.com.tr/tutun-kacakciligi-cezalarinda-tarife-degisikligi-/Blog/?BlogNo=290772 buraya tıklayın.
Uzun yıllardan beri uygulanan özelleştirme politikaları sonucunda tarımsal üretimde kısıtlamalar gidilmiş bunda tütün üreticileri de nasibini fazlasıyla almıştır. Tütün üretimine kota getirilerek bir geçiş dönemi uygulanmaya çalışılmış ancak, bu geçiş pek başarılı olmadığı gibi kırsaldan kentlere göç patlamasına neden olmuştur adeta. Kendisine alternatif tarımsal üretim modeli sunulmayan tütün üreticilerinin önemli bir kesimi çareye büyük kentlerde aramaya başlamıştır. Geriye kalan kesim ise sınırlı düzeyde tütün üretimi yanında diğer tarımsal ürünleri yetiştirerek hayata tutunmaya çalışmıştır.
Özelleştirme politikaları sonucu tütün üretiminin kısıtlanması sigara tiryakisi sayısını azaltmamış sadece içilen sigaraların markasını değiştirmişti. Piyasalarda sigara tiryakilerinin marka isimleriyle anılır hale gelmiş olan Maltepe, Samsun, Bafra ve Bitlis sigaraların yerini Marlboro, Parliament, Winston ve ismini telaffuz etmekte bile zorlandığımız birçok yeni marka almıştı. Tütün işletmeciliği ve pazarının birkaç yabancı şirketin eline geçmesi ve alkollü içeceklerden sonra en fazla verginin tütün mamullerine uygulanıyor olması sigara fiyatlarının gün geçtikçe aşırı düzeyde yükselmesine neden olmuştur. Bu da sigara tiryakilerini daha ekonomik bir alternatif arayışına itmiştir. Bu alternatifin ismi eskiden sadece kırsal kesimdeki sigara tiryakilerinin kullandığı “sarmalık kıyılmış tütün” olmuştu.
Sarmalık kıyılmış tütüne duyulan talep onun arzını zorunlu hale getirmiş, bu da yıllardan beri çaresiz bir şekilde üretim dışına itilmiş tütün üreticilerine bir umut olmuştu. Sigara tiryakisi çok daha ucuza tütün almaya, tütün üreticisi ise bildiği en iyi işten tekrar para kazanmaya başlamıştı. Ancak, mevcut yasal mevzuatın yarı işlenmiş yerli tütünün ticaretine izin vermemesi ve yapanlar hakkında büyük para cezaları uygulaması tütün üreticilerini bir kez daha çaresiz bırakmıştır.
Sorunlarını dile getirerek çözüm arayışına giren üreticilerin sesi genel seçimlerin yaklaşmasıyla bazı siyasilerde karşılık buldu. Ancak, önerge verilerek ilgili yasa maddesinde yapılan düzenleme maalesef tütün üreticilerinin sorunlarını çözmekten uzak kalmıştır. Çünkü çözüm olarak kamuoyuyla paylaşılan önerge, tütün üretimi ve ticaretini yasadışı bir faaliyet olmaktan çıkarmamış sadece ilgili cezada belirli oranlarda indirimlere gidilerek kademelendirmiştir. Bu da olayın sadece hukuki açıdan ele alındığını işin tarımsal üretim ve sosyo-ekonomik yönünün görmezden gelindiği göstermektedir. Bu düzenleme, mevcut sorunu çözmek yerine tütün üretici ve satıcılarına uygulanan cezalarda tarife değişikliğine gidilmiştir.
Bir sorunun çözümü ancak, onun doğru bir şekilde tarifi ve bütün bileşenleri göz önünde bulundurularak çözülebilir. Tütün üretimi uygulanan tüm kısıtlama politikalarına rağmen bölgenin halen en önemli geçim kaynaklarından biridir. Sarmalık kıyılmış tütüne olan talep ciddi düzeylere ulaşmıştır. Yasadışı olarak görülen bu faaliyet çok eskilerde başvurulan tütün kaçakçılığını tekrar işlevsel hale getirmiştir. Tütün kaçakçılığı, kayıt dışı ekonomiden kaynaklı önemli düzeyde vergi kayıplarına neden olmaktadır.
Sonuç olarak, bölge koşulları ve ülke çıkarları da göz önüne alındığında başvurulacak en gerçekçi çözümün bir sektör haline gelmiş olan sarmalık kıyılmış tütün ticaretine yasal bir statünün kazandırılmasıdır.
Kaynak:
http://blog.milliyet.com.tr/tutun-kacakciligi-cezalarinda-tarife-degisikligi-/Blog/?BlogNo=290772 buraya tıklayın.